Özellikle Kış aylarında yaygınlaşan zatürrenin çoğunlukla griple karıştırıldığını belirten Göğüs Marazları Kompetanı Doç. Dr. Esra Müellif, marazın bulaşıcı olduğu ikazında bulundu. Müellif, “Viral zatürre hapşırık ve öksürükle yayılabildiği üzere, ağız ve burun salgıları ile bulaşmış bardak, mendil, çatal- kaşık üzere eşyalar aracılığıyla gayri insanlara geçebilir” dedi.
Pnömoni halk arasındaki bilinen ismiyle zatürre, başta bakteriler olmak üzere çeşitli mikroorganizmalara bağlı olarak meydana gelen akciğer dokusunun iltihabıdır. Ekseriyetle üşüme- titreme ile yükselen ateş, öksürük, balgam çıkarma (yeşil, sarı, pas rengi), göğüs yahut yan ağrısının marazın en sık rastlanan belirtileri olduğunu kaydeden Göğüs Illetleri Eksperi Doç. Dr. Esra Müellif, “Bazen balgamın eşlik etmediği kuru öksürük de olabilir. Birtakım pnömoni cinsleri ise iştahsızlık, halsizlik, bulantı, kusma, eklem ve kas ağrıları üzere daha az görülen belirtiler ile sinsi bir başlangıç gösterebilir. Hastaların grip olduğunu zannederek eş-dost önerisi ile ilaç kullanmaktan kaçınması ve bir doktora başvurması gerekir” dedi.
Muharrir, viral zatürrelerin çok bulaşıcı olduğu ihtarında bulunarak şunları söyledi: “Hapşırık ve öksürükle yayılabildikleri üzere, ağız ve burun salgıları ile bulaşmış bardak, mendil, çatal- kaşık üzere eşyalar aracılığıyla gayrı insanlara geçebilir. Bakteriyel zatürreler daha sıkıntı bulaşır birçok devir birebir oda da kalan refakatçilerine dahi bulaşmaz. Fakat bu durumda da hasta bakımı ile ilgilenen kişi yahut şahısların hijyen kurallarına dikkat etmesi sık el yıkaması ve gerekli durumlarda maske takması ehemmiyet arz etmektedir. Toplu taşımalarda mahsusen öksürük aksırık üzere teneffüs yolu enfeksiyonu şikayetleri olan bireylerin maske takması marazın yayılmasını önlemek bakımından epey değerlidir. Tekrar toplu taşıma tasarrufundan sonra ellerin yıkanması enfeksiyon risklerinin yayılımını önlemede olağan ve tesirli bir metottur.”
Bağışıklık Sistemi Artırılmalı
Zatürrenin derhal her yaş kümesinde görülse de çocuklarda, 65 yaş üstü yaşlılarda, böbrek, şeker, kalp illetleri üzere kronik bir illete sahip olanlarda daha sık görüldüğünü vurgulayan Dr. Muharrir, “Zatürre hastanın kendi ağız, boğaz yahut sindirim kanalında bulunan mikropların akciğere ulaşmasıyla meydana gelmektedir. Alışılagelmiş durumlarda illete neden olmayan bu mikroplar, vücut savunması zayıf düşmüş insanlarda zatürre oluşturur. Bu nedenle kişinin istikrarlı beslenmesi, tertipli uyuması ve şahsî hijyen kurallarına (düzenli el yıkama, diş fırçalama gibi) uyması büyük kıymet taşımaktadır” diye konuştu.
Doç. Dr. Esra Muharrir, zatürre gelişme riski ve/veya zatürrenin ağır seyretme riski yüksek olan bireylerin zatürre aşılarını ve yıllık grip aşısı yaptırmalarının da zatürreden korunma usulleri arasında yan aldığını söyledi.
Zatürrenin tedavisinde istirahatin büyük değer taşıdığını kaydeden Muharrir, “Antibiyotikler, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler de tedavide büyük rol oynuyor. Münhasıran tanı konulduktan sonra vakit kaybetmeden hastanın yaşı, kronik marazları ve zatürrenin şiddeti göz önünde bulundurularak antibiyotik tedavisine başlanmalı. Rahatsızlığın şiddetine nazaran yatarak tedavi alması gereken hastalarda farklı tedaviler de gerekebilir. Bol likit tüketiminin de değerli olduğu bu illette tedavi mühleti 10 ila 21 gün arasında değişebilir” dedi.
